Видео

çok sıkıcı ya keşke bu tip videolara yer vermesiniz. kısa 10 -20 dak. lık felsefe videoları için takipteyim.

once begenip sonra izleyenler?

Yorumları okuyunca buraya gelen kimsenin tesadüfen gelmediğini görüyorum herkes aynı dertten müzdarip

Yalın Bey'in "bilime inanırız, bilimi bilmeyiz" demesi ilginç. Örneğin bilim der ki; deniz seviyesinde saf su 100 derece santigrat'ta kaynar, 0 derece santigrat'ta donar. Bunu bilim insanı olmasından bağımsız herkes test edebilir ve bilimin iddiasını doğrulayabilir veya yanlışlayabilir. Herkesin bizzat doğruladığı, hiç kimsenin yanlışlayamadığı bir olguya inanılmaz, bilinir. Yanlışlanabilirlik, Yalın Bey'in anlattığı gibi bilimin bir kaçış yolu değildir. Aksine bilimin güvenilirliğini arttıran önemli bir özelliktir. Bilimsel iddialar deney ve gözlemlerle test edilir. Deney ortamı-parametreleri-test aygıtları-ölçüm aygıtları-yöntemler geliştikçe sonuç hassasiyetleri de gelişir. Bu sebeple geçmişteki bazı bilimsel tezler-teoriler-iddialar yanlışlanabilir. Bu durumda yeni bir tez-teori geliştirme süreci başlar. Bilim, meselelere materyalist yaklaştığı sürece, bilim etiğine bağlı kaldığı sürece, özerk olduğu sürece güvenilirdir. Belki bilimin bazı bulgularını kişisel olarak test edemiyor olabiliriz, ama güvenilir kurallarla-ilkelerle işleyen, bağımsız kurumlarca denetlenen kurumların bulgularına güvenebiliriz. Bu inanç değildir. Aksamalar-hatalar olur, abartmalar olur, yanlış işler yapılır, doğrudur. Bununla birlikte şüpheci olmaya devam ederek, bulguların ispatlarını isteyerek, kamuyu bilgilendirmelerini isteyerek güvenebileceğimiz tek çıpadır. Konu tek güvenilir kurum olan bilimin bulgularını "bilmek değil, inanmaktır" demeye vardıysa, Yalım Bey neden bilimin kapitalizmin tekeline girmiş olmasından, bunun bilimin halk yararına-insanlık yararına olmayacağından-çevreye duyarlı olmayacağından tek kelime bile bahsetmiyor, bunu anlamadım? Kapitalizmin güdümündeki bilim elbette güvenilmezdir. Yalın Bey bu kanala tekrar gelecek olursa Dilara Hanım'ın bu konuyu açmasını ve Yalın Bey'in -net- görüşlerini almasını isterim. Yalın Bey idealist lafazanlardan biriymiş gibi konuşuyor. Konuşmalarında netlik yok, daldan dala atlıyor, konuyla ilgisiz yerlere çekiyor., sündürüyor, uzatıyor ama nedense asıl söylenmesi gereken şeyleri bir türlü söylemiyor. Aydın olan bir kişi, neden çağın her alanda yıkım aygıtı olan olan kapitalizmden-emperyalist kapitalizmden söz etmez? Dilara Hanım; Birkaç senedir kanalınızı izliyorum. İyi bir felsefeci olma yolculuğunuzu ilgi, beğeni ve takdirle izliyorum. Bu tür tartışmalarda aklınıza yatmayan yerlerde sesinizi daha güçlü çıkarmanızı bekliyorum. Bunu yapabilecek bilgiye, iradeye, iyi niyete sahip olduğunuzu düşünüyorum.

Her seyin var olmasinin sebebi olan , ama kendisinin var olmasi icin bir sebeb olmayan , herseyi haraket ettiren ama kendi haraket etmeyen tanri tartismasi ilginc tabi.

yani, tanımlar değişirse sınırlar da değişir

Hep aynı seyler konuşuluyor... düşünce kabız oldu sonunda...

İyi, hoş meselelere farklı bakış açısıyla bakıyor, fakat sadece kendisi konuştu, madem sadece kendisi konuşacaktı neden bir araya geldiniz anlayamadım, sizi de dinlemek isterdim, diyaloğa dönüşebilirdi.

adam yarım saat konuştu tek başına. böyle diyalog olmaz. ayıp.

Bu içeriğe ücretsiz olarak hem de Türkçe erişebildiğim için çok şanslı hissediyorum. Dilozof'un buralara evrildiğini görmek çok mutluluk verici. Yolunu yürürken senin düşüncelerine de tanık olmak, onlarla beslenmek çok kıymetli Dilara abla. Abla diyorum çünkü kardeşinden bile küçüğüm. Her şey için çok teşekkür ederim. Yalın Bey'i Arkhé projesinde dinlemiştik ve Flu Tv'den tanıyoruz bu kıymetli beyefendiyi konuk aldığın için ayrıca teşekkürler

Pozitivizmin tüm bilinmeyenleri bir gün bilebileceği iddiasının mümkün olmadığının açığa çıktığını, bilimin güçsüz yönünün ifşa olduğunu söylediniz, sonuna kadar katılıyorum. Peki bu ikililiğin ötesinde "bilinemeyen"den bahsetmek gerekmez mi?

Çok acayip heyecanlandim yaaa iki çok beğendiğim takip ettiğim insan .. heyecanla merakla izleyeceğim..

Burada ben diye bahsettiğim kişi insan, AI tamamen benim geçmişimi benim tarihimi yaşıyor, ilk çağlardaki insanlardan beri oluşturmuş olduğum kültürü bilgiyi baz alıp bunlar arasındaki korelasyon yapıyor. Bir yaşam formu olarak düşünülürse, kendi tarihini yazmamış bir uygarlık sadece kopya veya köle olacaktır. Örneğin sevimli bir canavar çiz diye bir komut verildiğinde, benim gözüme hoş gelen bir yaratımda bulunuyor. Biz hiçbir zaman onun sevimli canavarını göremeyeceğiz. Dil modelleri için önemli olan korelasyonu doğru yapmak, ama korelasyon tehlikeli bir saha. Doğru yapamadığı durumlarda oluyor. Kısacası dil modelleri big data ve korelasyondan oluşuyor.

Yalın Alpay'ın kim olduğunu bilmiyorum diyordum kitabını okumuşum meğer

Yalın Alpay, muhteşem ötesi bir bilge insan! Değeri çok iyi bilinmeli! Teşekkürler bu harika sohbet için!

Sonunda harika ikili bir arada😍

benim nacizane görüşümse, 'mutluluğu nihai amaç değil de yaşamında bir araç yaparsan onu daha iyi hissedebilirisin'

Nihayet 🎉🎉🎉🎉

ÖNEMELİ BİR SORU ? teknoloji çok gelişti ve yapay zeka ile bir oyun tasarlasak gta gibi ve burada ki npclere yapay zeka ile bir bilinç versek,onların kodlamasını yapan bizler bize ibadet etmelerini bize şükretmelerini ister miyiz bununla grurumuz okşanır mı ? o npc lere şunları der miyiz isteseydim ben sizleri çorak bir dünyaya da kodlaya bilirdim nimetler verdim yeşillikler içinde bir yerde yarattım böyle bir dünya kodladım ve bana iman edip şükretmezseniz 7 günlük 21 günlük... gibi hayatlarınızdan sonra sizi ateşlerle dolu cehenleme kodlayacağım bana şükreden inanan npcleri ise daha bolluk bereket içerisinde çalışmadan yatacağı huzurlu bir yere kodlayacağım ve bu sizin testiniz hatta peygamber npcler kodlayıp mail yolu ile kendinizi giyleyip o paygambere inanmayanlara helak eder miydiniz ? sorum budur.

ÖNEMELİ BİR SORU ? teknoloji çok gelişti ve yapay zeka ile bir oyun tasarlasak gta gibi ve burada ki npclere yapay zeka ile bir bilinç versek,onların kodlamasını yapan bizler bize ibadet etmelerini bize şükretmelerini ister miyiz bununla grurumuz okşanır mı ? o npc lere şunları der miyiz isteseydim ben sizleri çorak bir dünyaya da kodlaya bilirdim nimetler verdim yeşillikler içinde bir yerde yarattım böyle bir dünya kodladım ve bana iman edip şükretmezseniz 7 günlük 21 günlük... gibi hayatlarınızdan sonra sizi ateşlerle dolu cehenleme kodlayacağım bana şükreden inanan npcleri ise daha bolluk bereket içerisinde çalışmadan yatacağı huzurlu bir yere kodlayacağım ve bu sizin testiniz hatta peygamber npcler kodlayıp mail yolu ile kendinizi giyleyip o paygambere inanmayanlara helak eder miydiniz ? sorum budur.

Teşekkürler ❤❤❤

Şımarık bi malum meslek erbabı çocuğuymuş

Yalın beyin kitap okurcasına kendini ifade etmesine alışmıştım fakat Dilara hanımın bu kadar iyi bir dinleyici olduğunu da görmüş oldum. Çok iyi içerik, tekrar dinlemelik. Lütfen devamıda gelsin. Teşekkürler.

Kısacası tanrı, doğanın, evren veya evrenlerin ta kendisidir. Bu bağlamdan bakınca tanrı özü gereği bir yaratıcıya ihtiyaç duymayacağı için de tanrının ta kendisi olan kahinatta bir yaratıcıya ihtiyaç duymaz.

Çok tatlısınız 🎉

Dücane Cündioğlu ile de sohbetinizi de bekleriz.

Müthiş bir ikili devam etseniz çok iyi olur.

adam çok sıkıcı biri

Descartes veya Kant'in döneminde modern bilimin yöntemleri ortada yoktu. Bu yöntemler 100 yıldır var. Bilim istatistiginde kullanılan p değerinin neyi ifade ettiğine bakmak lazım. P değerinin felsefesini yapmak lazım. P değeri hesaplayan bilimsel bir yöntem doğruyu bulduğunu iddia etmiyor demektir. Ne oranda yanıldığını hesaplar bu p değeri. Gerçek bilimde p değeri 1, yani mutlak doğru olamaz. p=0.000...1 falan olabilir, yani çok az bir ihtimal ile yanılmış olabilir. Bilim sadece mutlak doğruya yaklaşmayı hedefler. Son sözü söylemez. Bilim yöntemi itibariyle zaten bunun ötesini hedeflemez, belki arzular ama mevcut yöntem buna ulaşmasına izin vermez. Bu yöntem, uygulayanların öz farkındalığı sonucu seçilmiştir. Mutlak doğru olmasa da mükemmele yaklaşabilecek bu bilimsel tavrı kavramak gerekli. Bunun kavranması en önemli nokta. Kuşkucu bilimsel tavrın birikimleri sunucu gelinmiş bir nokta. Bilim birgün p=1 noktasına gelene kadar sabretmeyi ve bunun ölümlü hayatımızda olmayabileceğini içsellestirmek gerekiyor. Çocuksu bir beklenti ile mutlak doğrunun elde edilebilir olduğuna inanmak beyhude. Bilim üretirken veya üretilmiş olanı kavrarken, bilimin kullandığı yöntemin felsefesini kavramamış olmak asıl sorun. Bu felsefeyi kavramak lazım. Aksi halde, insanlık olarak kazanımlarımızın değerini düşüren anlayışların doğması kaçınılmaz. P değerinin felsefesi güzel bir konu olabilir. "Bilime inanıyorum" cümlesi, arkaik alışkanlıklarımız ile bilimi okumanın sonucu kurulan yanlış bir ifade. Bilimin ancak çabasına inanabilirsiniz. Sonucuna değil. Araştırmada sonucun peşine bir p değeri eklenirsa o bilimdir. Hata payını hesaplar mümkün olduğunca. P değeri çok düşük ise eldeki bu sonucu; daha iyisi gelene kadar kullanırsın.

Yalın konuşuyor

Genç Mustafa sersini devam ettirmeyi düşünüyor musunuz Yalın Hocam

Valla ablacım haklısın tek bildiğim hayat bi gün o gün bu gün ( hiç bişeyi erteleme ve yap)bide muhterem birisin güzel faydalı işler yapıyosun seviyoruz seni 🌷

keşke sohpet olsaymış :)

beynim yandı 🔥

26:00 da bahsettiğiniz şeyin halk dilinde ki söylenişi zındıklıktır. örnek batinilik, haşaşinlik, hurufilik gibi kişi veya örgüt kendisine müslümanım demesine rağmen din alimleri zındık der. örnek molla kabızın idamı ve molla kabız ilk saraya çağrıldığında tartışmayı kazandığı için idam edilemiyor 2. kez çağrılıp tartışmayı kaybedince zındıklık yapmaktan idam edilecek. not : ateist birisi olarak söylüyorum islamda esaslar çok keskin şekilde bellidir kimse dışına çıkmamaz çıkar ise dinden çıkmıştır ve buna rağmen hayır ben müslümanım der ise bu da onu zınddık yapar.

yalın alpay ile poscast programları da yapmanızı rica ediyorum. teşekkürler.

Çok teşekkürler❤👏❤

Mevcut erkin sosyal ekseriyetini olusturan yapinin Yalin Alpay'in tespitlerini anlayamamasinin, kendisi icin buyuk bir lutuf oldugunu dusunuyorum. Aksi durumda Yalin Alpay'in basi mahkemelerle ciddi anlamda derde girerdi. Biraz kaba olduysada kusura bakmayin...

Çok keyifli bir yayındı. Azerbaycan'dan selamlar.💙🇦🇿🇹🇷

Yalın Alpay 'ı dücane cündioğlu ile bir fikir teattisi iceren programda görmek enfes olurdu.siz de bana katılır mısınız keza pelin hanımla da..

Harikasının gerçekten .popülizm tehlikeli ve daha tehlikeli olmaya devam edecek . Modernite bile 2 dünya savaşı getirdiyse popülizm ve post modernite dünyayı atom bombaları ile yok etmemesi için hiç bir neden yok hatta diğerine göre çok çok olası.

Ortaya karışık entel soslu zırvanın ustası Yalın Alpay. Sekilden sekile girse de buna katlanabildiği için Dilarayı takdir etmek lazım.

1-Pelin hanım, birçok kavramı yeniden düşünmek zorunda kaldığım için, sizin videolarınızı izlemekten MUTLU mu oluyorum, yoksa MUTSUZLAŞIYOR muyum, bilemiyorum ^^. 2-Eğer PRATİK bir açıdan bakarsak, MUTLULUĞUN kaynağını bulabilmemiz için, insanın en temel İHTİYACINI doğru tespit etmemiz gerekir, zira mutluluk, er ya da geç, bir ihtiyacın giderilmesi ile ilgili SONUÇ BİR HOŞ DUYGU DURUMU´dur, yani mutluluk bir SONUÇ´tur. 3-VE bana sorarsanız, insanın en temel ihtiyacı GÜVENLİK, yani KENDİNİ GÜVENDE HİSSETME İHTİYACI´dır en öncelikle, dolayısıyle, güvenlik ihtiyacı, ZİHİNSEL, DUYUSAL, DUYGUSAL ve BEDENSEL tüm ihtiyaçları kapsar.AMA insanın ihtiyaçlarının böylesine BÜTÜNCÜL BİÇİMDE GİDERİLMESİ mümkün müdür acaba? 4-O zaman, pratik düzlemde, ''insan, ihtiyaçlarının karşılanması oranında MUTLU, karşılanmaması oranında da MUTSUZ´dur'' diyebiliriz.FAKAT, elbette, mutluluk durumu, salt temel ihtiyaçların giderilmesi ile de SINIRLANDIRILAMAZ, zira ihtiyaç kavramı, temel olanlarından öte, ayrıca her bireye bağlı olarak, öznel ve özgün ihtiyaçlara kadar GENİŞLEYEBİLİR. 5-AMA öyle bile olsa, son tahlilde, İHTİYAÇLARIN GİDERİLMESİ GÜVENLİĞİ istenir hep.Temel nesnel ihtiyaçlar hususunda herkes ortak bir PAYDA´da buluşabilir, ama ortak temel ihtiyaçların güvenliğinin sağlanmasından sonra, öznel ve özgün ihtiyaçların giderilmesi güvenliği hala bir soru, sorun ve mesele olarak masanın üzerinde durur. 6-O zaman, ortak temel ihtiyaçların giderilmesi güvenliğinin sağlandığını varsayarak, acaba öznel ve özgün ihtiyaçların karşılanmasındaki güvenliğin sağlanması nasıl gerçekleştirilebilir? : Doğrusu, bunun cevabını ben bilmiyorum. 7-DAHASI, bu yaşam tanrısal bir sınav alanı olduğu için, öznel ve özgün ihtiyaçların giderilmesinin güvenliğinin sağlanması şöyle dursun, ortak temel ihtiyaçların güvenliğinin sağlanmasının bile bir GARANTİSİ yoktur.İşte, birçok mutsuzlukların temelinde de, insanların kendilerini GARANTİDE hissedememeleri yatar bence. 8-BU NEDENLERLE, en azından ben, mutluluk bağlamında, artık şunu soruyorum kendi kendime : Acaba mutluluk hakikaten ihtiyaçların bütünsel olarak giderilmesi, yani İHTİYAÇ GÜVENLİĞİ mi, yoksa tüm bunlardan öte, her halukarda, TANRI´NIN RAHMETİNDEN UMUDUNU SÜRDÜRÜYOR OLABİLMEK Mİ ? : Bu sorunun yanıtını, her birey kendisi arasın ve versin, diyorum. Zira Tanrı´nın rahmetini kaybeden hangi mutluluğu bulabilir, Tanrı´nın rahmetini bulan hangi mutluluğu kaybedebilir? Velhasılı kelam, sağlıcakla ve dua ile :)

52:00 bilim yıllardır küresel ısınmadan bahsediyor şu an evde donla izliyorum 2. si popstar örneğinde millet zaten jüriye teveccüh göstermedi.

Epeydir izlemiyordum ikinizi... Bir arada tek video çok iyi oldu... :) Bu sıcaklarda video yapabildiğiniz için elinize, dilinize sağlık! Viva la tecnocracie!

Hakikat diyince siz aklıma Loukianos'un FİLOZOF YAŞAMLARININ SATIŞI DİRİLEN ÖLÜLER VEYA BALIKÇI isimli kitabı geldi. Ve pek tabi kitabı okuduğum anı hatırladım. Okumayan arkadaşlara tavsiye ederim.

Yapit sökume sıra gelmeyisteki hüzün

İnsanın özü vardır insan kendini tüm engellemelere ve eğitimsizlik çabalarına rağmen modifiye etmiş omurga değerler ve hayatı anlamlı kılacak bakış açıları edinmiş "kendini" imkanlar ölçüsünde keşfetmiş!! çoktan upgrade olmuştur lakin sistemler insana yetişememekte paçasından aşağı çekmektedir kanımca

Yalın Bey'i çok severim, yazılarını takip ederim. Güzel bir konuk, güzel bir sohbet olmuş.👍

Nefis birsöyleşi. Teşekkürler.